29 Mart 2012 Perşembe

Turkmenistan



Sabah erkenden, iran tarafindaki islemleri tamamlayip TM’ye gectim. Ranger sapkali Turkmen askerleri islik calarak suraya git buraya git suraya dur diyorlar hay allah hic bir yerede aranmadigim kadar arandim. Ve muhtelif kalemlerde para verdim. Neyse islemleri halledip. Artik TM topragina ayak basmistik “orta asya’ya” “ata topragina” sehre yaklasirken tepeden bir resmini cekeyim dedim, tam resmi cekiyorum uzaklardaki bir gozetleme kulesinden, gene islik caliyorlar ne var? sonunda basketn Asgabat’a vardik ve supriiiiz. Mumkun oldugunca gorkemli yapilmaya calisilmis bir sehir. Buyuk beyaz binalar devasa kaftanli eski Turkmen buyuklerinin heykelleriyle dolu parklar vb.



Banka ariyorum. Sonunda buldum bitane ehehe ama iran bankasi neyse girdim iceri. Dedim boyle boyle para cekmem lazim. Bankada hem yerliler hem iranlilar calisiyormus. Bunlar benim biraz farsca bildigimi gorunce birden bir nese ve coskuyal basladilar, asgabat’da para cekebilecegim tek bankanin yerini tarif etmeye. Ama sanki zannedersiniz, sarki falan soyluyorlar onlarin nese’si bana da bulasmis olcak ki ben de gulumseyerek ve keyifle dinliyorum, cilgin ve neseli iranlilari. Bir ara yerli calisanlarin yuzune baktim onlar da “bi sey mi kacirdik” dercesine bakiyorlar .

Bankanin tarifini aldik ama bulmak kolay olmadi, orayi bul parayi cek derken oglenden sonra olmustu. Bi de bankanin onunde birileriyle karsilastim, once kilometre ve aydan sonra, ashgabattan ciksi sordugum adamlar turkiyeden oldugumu anlayinca: “oooo merhaba a.k” homk! Ben: “Nooluyoz a.k” . turk yol calisanlari neyse yanlarinda bir de rus eleman vardi, o tarif etti yolu, biraz da kendisini paralarcasina, lafladik turklerle de, giderken turkun elini sIktim, sonra da rusunkini, o sasirdi. Herhalde onlarda boyle bir adet yoktu.

Ama iste asgabat’tan cikmak yine de kolay olmadi. Biraz gidip yanlis yoldayim herhalde diyerek geri dondum. Yolun kenarindakilerle konusurken bizim patron turk onu cagiralim dediler. Ben vaktim yok demeye kalmadan. O da gelmisti, gel cay icelim dedi, dedim vallaha vaktim yok. Neyse gittim cay’a. bu arada bu abimiz de eski jawacilardanmis aldi ufak bir tur atti benimkiyle de. Caydi sohbetti derken artik aksam ustu olmustu. Bana musade dedim. Tabi bu arada sunu ogrendim. Burasi iran degil motoru ordaki kullaniyorum ters serit vs :$ sokakta sigara iciyorum ama bir yandan vay be bu memlekette de kimse sigara icmiyomus helal olsun falan diyordum icimden. Megerse yassahmis sokakta icmek. Tabi burada iran’in trafigiyle ilgili yeri gelmisken bilgi vereyim. Orada cogu buyuk sehirde bile trafik lambalari ornegin, sadece kavsaga yaklastiginizi belirtmek icin fasilali yaniyor yani sari yesil kirmizi olayi yok. Polisler de trafige pek mudehale etmiyorlar. Boylece ortaya akici ama oldukca karisik bir trafik ortami cikiyor. Peki bu ne demektir? Insiyatifin, trafigin asil katilimcilarina birakilmis olmasi. Boylece aksi oldugu takdir neredeyse hareket etmesi imkansiz olacak bir yaya ve arac kalabaligi akici olarak ilerleyebiliyor.bu ortamda da ninja olmaya calismanin bir anlami yok, yavas yavas kendinizi trafigin ortak zekasina emanet etmek cozumlerden bir tanesi, fazla salmadan . Cok kaza gormedim toplamda 2-3 tane. Gordugum en buyuk catisma da soyle bir birbirine pis pis bakip yola devam etmeleriydi. Ha bi de ben “senin var yoaaaaaa…” diye savurdum arkasindan birinin ama kacti

Tekrar turkmenistan’a donelim:

Sehri terk ederken yine gorkemli, tv vericisi insati olarak hatirladigim bina:


Evet sehrden ayrilmamla birlikte haritada otoyol olarak gozukenin, cok bozuk delikli, yuksek dalgalanmalarin oldugu bir gidis bir gelis bir yol oldugunu da “oooooohv sheeeeet!” duygusunun esliginde gormus bulunmaktayim. Vaktim de az ulam. Ya hepsi boyleyse?

Gun yine batti…


Karanlik basmasina ragmen gidebildigim kadar gitmeye karar verdim ama dedigim gibi az sonra neyin icine dusecegimin belli olmadigi bir yolda suruyorum, ay isigi da bir yere kadar. Aha “macera surusu” dedikleri buymus demek ki

Benzin almak icin durdugumda konusmaya basladigimiz dayi illa bana gel dedi, yok dedim boyle boyle, buradan sonra yol daha kotu gece gidemezsin diyince. Eh dedim vardir bir bildigin ve onun koyune gittik. Banyo yaptiktan sonra, dayinin oglunun toy(dugun) videosunu izleyerek yemek yedik ve uyuduk.

Sabah dinc kalktik. Tabi bu arada sunu da farketmis bulunuyoruz. Gordugumuz tum eski soviet ulkelerinde tuvaletler ve evler birbirine benziyor hatta bakkallardaki biskuvi ve sekerleme cesitliligi de. Tek tip bu aga, “deniiisik tuvaaalete doldurmaaaaa hakkkimiz engelleeeenemez!!”

Gun isiginda suruyoruz:


Post-sovyet klasikleri:


Gun battiginda sinir kasabasina varmistim. Neredeyse tamami azeriydi. Cok kral insanlar vardi burada da. Polisle yasadigimiz enteresan diyalogu saymiyorum,

o ne lam elindeki –sigara-

eheh sey beyn, hiiic?

caaat! –elime-,

tamam ya bi daaa icmem

tabi bu saka tarafi, elime vurmadi, kizdi ama.

Gordugunuz gibi Turkmenistan pek masum bir ulke, suclari bile

Bi cay icip, uyumaya gittim.

 Sabah sahra lavabosu:


Vedalasip, yola dustum.


Artik sadece toprak yol var. o da dort cekerler ve kamyonlar tarafindan camurda ezilmis ve su an da kuru.


Sinirda islemleri halledip, yine 25 km’lik insansizlastirilmis bolgeden gecip, kazak tarafina vardim.

Turkmenistan ilginc bir deneyimdi. Bir kere uc gunde ulkeyi bastan basa gecmemin gerekiyor olusu ve bunun zor yol kosullarina tabi olmasi. Ben de atletik bir tat birakti ki, motosiklette sportif acidan ilgimi ceken ve sevdigim taraf da budur. Ayrica TM nispeten dokunulmamis oyle yada boyle, paraya degil farkli seylere daha cok deger veren eski soviet insan karakterinin de hala yasadigi bir yerdi. Ornegin beni sigara icerken yakalayan polis, meraklisi olsa avanta isteyebilirdi… (tabi bunun olmadigi, soviet degerlerinin yerini yenilerinin almadigi ulkelerin cogundaysa, tam tersine cok hizli bir yikim var bu anlamda, ve degerler ortadan kalktigi icin de gunumuzun “degerleri” para ve aclik, olcusuzce onlarin yerini aldi) tabi bunlar tum cehreleriyle dusunuldugunde hakikaten tartismasi ve bir karara varilmasi zor konulardir.

Asgabata vardigimda beyaz beyzajin icine dagitilmis “mavi boncuklari” gorunce herhalde bunlar kompozisyonu tamamlamak icin konmus diye dusunmustum. gerek bu olabildigince gorkemli yapilmaya calisilan mimari, gerek polis fazlaligi gerekse her kasaba ve sehirde karsimiza cikan “dovlet adam icundur” tabelalari, beni oldukca killandirsa da. Egitim saglik ve genel yasam kosullarinda anlaminda devletin insan yasamini nasil destekledigini ogrendigimde. Eh dedim Turkmenler umalim ki iyi bir yolda olasiniz ve o acik olsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder