21 Haziran 2011 Salı

GE - 9 - Azeri bolgesi ve Sinir

13 Haziran

Cadirdan cikiyorum, tir parklarinin vazgecilmezi, kucuk kirmizi bocekler cirit atiyor, kene? TR'den mi geliyor bunlar...

once tiflis tarafina yonlenmisken fikir degistirip, guneye donuyorum tekrar, Ermenistani gorelim. camili bir koyden gecerken durdum bolge halki azeri, TR'deki cirkin koy evlerinin esbabi mucizesi nedi racaba cunku azerilerinkiler de pek guzel:


TR'den boyle gezen birisini gorunce sasiriyorlar. Neden ucakla gezmiyorsun dediler? o zaman sizinle nasil konusacaktim diyorum. gulusuyoruz.

atli cobanlar ve suruleri:


emektar foto makinam cok eskidi galiba :) renkler 70'lere kayiyor.

bir baska koydeyim. kahvehaneye davet ediyorlar.

gecmis baska milletlerle ilgili biraz gergin nefret icerikli sohbetler yapiliyor, birisi verdigim cevaplari alisildik bulmamis olacak ki, sen saf turk musun diyor, nasil muayene edecegiz? bu soruyu soran sonra masadan kalkip gitti. para kazaniyor musun diyorlar gezmekten, yok diyor tersine harciyorum. bu is bitince bir garantin vardir diyorlar yok diyorum. ozenenleri ozellikle bir tanesi. bu yasadiginiz hayatin degerini bilin diyorum. agaclarin golgesi irmagin ve kuslarin biribirine karisan sesleri, anlamadilar. kendimi easy rider'daki koy sahnesinde gibi hissediyorum :) bir turk icin standart cevaplar vermeyince bu sefer TR sii olduklari icin yasadiklari olumsuz olaylardan bahsedebliyorlar. burada boyle bir sey yoktur. herkes kendine gore yasar kimse kimseye karismaz diyorlar. iste bunun degerini bilin.

koyden bir heykel:


buralardaki heykelleri gordukce TR'dekiler geliyor aklima. cok "elegant" cok "avangart"lar mesela guven parktaki tahtadan silahli hormonlu ciplaklar. cocukken bunlarin neden boyle olduklarini sordugumu hatirliyorum. essisz bir sembolizm ornegi. yada en son sakaryaya diktikleri, "gercek ustu disavurumlar" turk sanati cok "sanatsal" ayni sey sinemada da gecerli, yine cok "sanatsal" -populer bayagi(cogunlukla) seylere hic girmiyorum- demirkubuz gibi kompleksiz insanlar lazim.

gurculer rus kadinlardan azeriler de gurculerden bahsediyor. eheh insan fitrati, galiba hem "komsununki" daha albenili gorunuyor hem de "kendi" kadinlari hakkinda boyle sohbetler yapacak "dasahlari" yok.

Azeri kizanlariyla vedalasip, sinira gidiyorum. Tenha guzel, siraya geciyorum.

Bir sonraki bolumde Ermenistandayiz.

GE - 8 Tiflis - Rustavi

12 Haziran

Sabah tekrar atesleme ayari yapiyorum. Rusya'ya gitmek icin iki yolum daha var. bunlari degerlendirebilir yada guneye donebilirim. neyse bir pazar gunu gecsin bakalim. Mskheta'da guzel ve gunesli bir gun. itfliste pazardan 2t yag aldim, konuk evine ugrayip biraz geyik yapasim var ama kimse yok. gecen geliste hic foto cekmemistim, bir iki tane cekelim bu sefer:

buyuk meydanlara dikilen bu tarz sutunlar bir sovyet gelenegi olmali:


tepelere dogru suruyorum.

neredeyim ben baco yoksam oldum de cennetin kapisinda miyim? :P


parka oturup gunlugu yaziyorum:


muhtelif sarhos savusturmalarindan birisi daha yasaniyor.

kafam gore bir yol tutturdum, beni tiflisten cikaracak, guneye dogru. bu arada apartman varoslardan geciyorum:


sonunda tiflisten ciktim. tutturdugum yol azerbaycana cikiyormus. tir soforlerinden birisi bir yerden bahsediyor, eski osmanli eserleri fln varmis -simdi ismini hatirlamiyorum- orayi gorebiliririm. tabelasina vardigimda 150-200 km gibi uzaklik gosteriyor. git gel cok fazla, ana yoldan devam.

yalniz otobanda gun batiyor. ve hortlak benzinci "yillardir oraya kimse gitmedi evlat" diyor :P


yukardaki fotoya bakarken Shocking Blue'nun Long and Lonesome Road'unu dinle baco.

ve ote taraf:


bu yol beni ufku kaplayan toplu konutlara cikardi:


giriste fabrika tavuklugundan bahsetmistik o yuzden bu abide sehri ziyaret etmemek olmaz... sehrin icinde bir sirk cadirinin yanindan geciyorum, kamyonlardan birisinin uzeridne turkce yazilar. gezginlik isini bu mistik yoldan icra eden turklerle karsilasmak fikri muthis heycanlandiriyor. bir yol bulup cadira vardim ama hayal kirikligi gurculer.


robotik sehir rustavinin girisi:


bu resme bakarken de Duft Punk - Around The World'u dinle baco.

giristeki benzinlige gidip arka tarafina cadiri kurdum. heleluyah! bu sefer ucmamak icin iplerle demirlere bagliyorum.

GE - 7 Kazbegi - Mskheta

11 Haziran

tekrar gunluk tutmaya basladim.

gece zordu. cadir ruzgardan kafama gecti. esinen iri hayvanlarda yaninda. Sabah da ruzgar devam ediyor, hava kapali. gece disari biraktigim biraktigim konserveyi silip supurmusler izi bile kalmamis. dagin etegindeki cesmede su sitogumu tazelemek ve biraz corap yikamak istiyorum ama yerinde yok! aksamustu vuran gunes kayalari uzaktan cesme gibi gostermis. kilisenin yanindakine gittim emekli avrupali turist kafilesi kalabaligi var, sulari tazeleyip yola devam. asagi inerken "dag sarhosu" ile karsilasiyoruz. kasabaya vardim. 2 larim var 1 litre benzin yada fistik alabilirirm. ikisini de bos verip merkeze inmeden vladikafkas'a donuyorum. gonul bu :) daha sinira girmeden disarida kuyruk var onumde iki araba, passport'u verdim. bekiyorum helecan var. gorevli cagiriyor. "turklere gecis yok" kafkasya hala yasak! oh shet! kazbegine donus. muzeye ugradim bu sefer acik. giris uc lari olmus genelde muzeler 10 lari, 1 lari gibi sembolik bir rakami kazbeginin kisiligine uygun bulmustum. bahceye oturup sigara icerken KB'yi delirtenlerin simdi onun anilarindan para kazaniyor olmasini dusunuyorum. dandik benzinciye gidip benzin almali tabi bir de lari. para isini halletim ama benzin yok oha! 30-40 km gidecek benzinim kalmis olmali. yolda bulma umuduyla devam ediyorum. yokus yukari arazi bozuk da olsa en yuksek viteste kalmaya calisip, yokus asagi da stop ederek pass'i gecip pala biyikli teyzenin incik cincik sattigi yere kadar geldim ve bezin bitti! bidonu alip otostopa cikiyorum. ilk gelen durdu. bir 5-6 km daha gidebilseymisim benzinlige ulasabilecekmisim. ama pahali! donuste de polis arabasi denk geliyor. polislerden birisi azeri konusarak gidiyoruz, motorun yanina birakiyorlar beni. gurcu polis burami guzel TR'mi diyor. buradaki insanlar daha fakir ama daha mutlular diyorum. bidon ezilmekten 1 litre hacim kaybetmis. yolustu ananuriden geciyorum. 2. dunya savasindaki kayiplar icin yapilmis bir hatira:


tiflis istikametindeyim. yagmur yagiyor. kamp yeri sormak icin bir sehir-kasabada polise ugruyorum. ben turist cadir falan diyorum, anlamadilar, sonunda turkce bilen bir tercuman geldi ilk defa bu kadar teferruata girdik. ben cadir diyince "cadirim calindi" anlamislar :) anlasilan suc orani yuksek bir yerdeyiz. cunku otekilere cadir diyince cadir kurmak istedigimi anliyorlardi. tecumanimin hormeti beni biraz utandirdi, kahveyle gelen cikolatayi bile benim icin kirdi. cadir yerine burada kalmami oneriyorlar. tercumanim da merak etme ben seni yanliz birakmam diyor :) , neden sonra polisler fikir degistirdi, tiflise kadar eskortluk edecekler. eskort onde ben arkadayim adam biraz gazci. benzin de alamadim, bekletmeyim diye. tiflis tabelasini gorunce gazlayip gitti. o gider gitmezde tekrar bezinim bitti :P sagimda mskheta var iterek gidem bari hava karardi. pusuya yatmis bi bmw'nin yanindan gecerken hayrola diyor boyle boyle. iterek gidemezsin diyor, yokus varmis. benim icin benzin alip gelecekler, bidonla para verdim. miskhetada polisin arkasindaki garajimsi yere cadiri kurdum. cadirin cubukklari kitir kitir pacalaniyor. aluminyumlarla yenilemek lazim.

GE - 6 Kazbegi

Passten asagi inip koylerin arasindan kivrilarak Kazbegi'nin merkezine variyorum. Varmamla da beraber tasimacilarin saldirgan sayilabilecek, gezdirme tekliflerinin arasinda kaliyorum. "Tan-dun" buranin svaneti'ye gore daha az turistik oldugunu soylemisti halbusu. maksadim pazarlik degil ama 50 lariden 30'a indiler tepedeki kiliseye cikarmak icin ingilizler duyunca vay anasina bie dun 60 cekmisleri diyorlar. artik bunaldim, adam hala devam ediyor, ingilize dedim bu ne deyior anliyomursun? rusca biliyor musun deyor, -bilsem sana niye soriyim yapraam- sonunda bu is icin param olmadigina ikna oldular.

sonucta "her seyin" oyle yada boyle bir anlami var. ve bir seyin anlami olmasi demek olmazsa olmaz bicimde birisi yada birileri tarafindan anlamlandirildigi anlamina geliyor - :) - mesela ari demek bal yada sokulmak demek. araba ulasmak demek gibi .... yani anlam anlamlandiranla anlamlandirilan arasindaki "islevsel" iliskiden doguyor. Turistik bolgelerdeki Gurculerin %80 icin de Turist "Sud" -inekten gelen- demek! bu onlarin kendi birikimleri ve uzaydan gelen yabanci Durist'le nasil "tanistiklari" cercevesinde kurulan bir iliski. mesela helehele motorla gezmek inanilmaz bir zenginlik alameti. Adamin altinda bmw araba var 5.20 ben jawa'ya biniyorum, sen zenginsin motorun var diyor. Algi da bu derece carpilabiliyor.


Bay Kazbegi'nin muzesine gidiyorum, buraya gelme sebeplerimden bir tanesi de bu. Tifliste yasarken herseyi birakip buralara gelip coban olmus, unlu bir gurcu yazar, Stalin onun kahramanlarindan esinlenerek kendsine Koba takma adini almis. Aleksandr Kazbegi hayatinin son yillarinda cildirmis ve Tifliste oldukten sonra nasi KAzbegi'ne geri getirilmis. Muze kapali. bakala gidip birseyler aldim ama bakiyorum lariler kayip, butun ceplere vs baktim yoklar.

Turizmin aci yada komik yuzu:


dolar olur mu diyorum yok olmazmis. motorun yanina gidip aranmaya devam ettim ama yoklar guzu gibi 50 lari kaybedilir mi yahu. o sirada jawa'yi bilen bir elemanla laflamaya basladik. obur bakkal dolar alir diyor beraber gittik sigara ve 2 yumurta alip parayi uzattim. bakkal arkadasin odedi dedi. iste supriz ustune supriz. icim sicak bohuca gibin oldu. nasil tesekkur etcem bilemedim, dolar vermeye calistim almadi. iste boyle celisik duygulara insani gark eden bir yer GE. daga dogru gidem bari. yukari cikarken yine konuk evi teklifleri halk olaydaki paranin kokusunu almis. her koy evi birer "gest havz" olmus. bu arada uzaktan bir balkondan iki ecnebi el sallayip gel gel yapiyor. gest havz tekliflerinin icinde kalmisken bu cagri kutaricim gazlayip o yana vardim. Polonyali bir cift onlar da motorla gelmisler, inanilmaz iyi ve yardimci olmaya calisan arkadaslar, bak gene icim bohuca kibin oldu. pazarlik ev sahibini biraz sasirtti, herhalde gelen ilk turk benim :P yada ilk iskoc! :P GE'de inanilmaz bir polonyali akini var. hani neredeyse yan mahaleden arkadaslariyla burda tesadufen karsilasiyorlar o derece :)

kalbimin penceresinde bir bukle :P


ev halkiyla yapilan buzul yuruyusu etkinliginden:






Guzzici arkadasla "Master"imiz Darth Vader. Bu ismi o takti, surekli homurdanan yasli ve komik bir kopekti...





bu gunlerden notlar:

- Normalde yemek cikmayan konuk evlerinde mutfagi mustakil olarak kullanabiliyoruz, ama burada cayir cayir yemek ciktigi icin benimkiler pek mutevazi kaldi, Ev sahipleri bohuca yureklilik edip, bana ikramlarda bulunuyorlar,corba vb... konuklarda (ingiliz polonyali vb)buna dahil masaya davet ediliyorum vs. bunlar burada hic insanlarin dikatini cekmezmis gibi geliyordu. benim icin muhim olan karnimin doymasi ve hasta olmamak, onun otesi luks, neyse. sanki bu tarz "gonlu bolluklar" sadece TR insanina ozguymus gibi izlenim vardi ben de ama hic de oyle degilmis. Avrupalisi da dahil. -tabi bunlar "gezmekte" olanlar-

- yanlis hatirlamiyorsam 82 model'den cafe racer yapan guzzici arkadasla tanismak -super keyifli birisiydi-. bmw'nin geri dondugu camurlu bayirdan yardirarak cikmam ve bu olaya gece haince gulerek kadeh kaldirmamiz. ahahahaha yasasin karalik tarafin gucu :P, bmw'de anekee lastikler olmasi ve eger ben gs'i suruyo olsaydim o gun en az bes kere topragi opecek olmamin, ilk motor olarak benim de 650gs almaya niyetlinmis olmamin da kesinlikle bir onemi yok!:). bu yolculukta yillardir tanisiyormus gibi -en azindan bana- gore iyi anlastigim iki kisiden birisiydi.

- sonunda bir koreli bulup, "filmlerinizin hastasiyim ule" demis olmak.

- foto cekmek yerine zaman ve emek harcayan, dag sarhosu -ickiden degil, sevmekten- gene bir polonyali kardesle tanisip, fransiz gardas'in hediye ettigi adiyaman tutununu onda kagitlara sarip icmek.

- Ev sahibinin beni gulumseyerek "good boy" diye ugurlamasi. bunu yaparken basimi oksayip biskuvi vermedi ama!

- Avusturyali'nin tam salami mideye yollarken, dur sen Turksun! o da domuz demesi. herhalde dini olarak mundar olmamdan korktu. yada domuz yiyor olmak Avsuturyada kendi etnik sinirlarini cizen unsurlardan birisiydi, ve bir turkun de bunu yapiyor olmasi, onda bir kimlik krizine neden olmus olabilir. Adamlar korkuyor, parti baskanlari gidip secim propgandasi yapmislar AU'da onlar acisindan oldukca tuaf ve urkutucu bir durum.

gene rezerdeyim uzerime afiyet, motorla su tepedeki kiliseye ugrayip meshur kazbegi fotosunun icine jawayi da yerlestirmek istiyorum. yukari cikarken baslangic yoresinde bazi yerliler saskin saskin bakiyor. ilk gun saldiran nivacilar, motorla cikilmaz demislerdi -ki buyuk ihtimalle salladilar- eh oldukca dik ve toprakta buyuk yariklar var, uygun bir yerde durdum, hem motor hem kendim icin:


buraya aslinda en temizi yuruyerek cikmak, ama ben o kadar "ruhani" biri degilim galiba. evet nihayetinde kilisenin bulundugu duzluge cikmayi basardim (evet zor yollar asan sert bi motorcuyum demek istiyorum :)). ve o meshur fotoya jawayi ve "asami" yerlestiriyorum :)


rampalarin ustasiyim ruzgarli vadilerin hastasiyim :P :


bir baska yorum:


arka tarafta bir yol arkadaki vadiye uzaniyor ordan gittim. guncel bir manastir var, tarim ve hayvancilik yapiyorlar. papazlarla az bucuk konustum ama foto vermek istemediler. neyse kamp icin duzluge geri dindum. "racink"ci arkadasin hedaye ettigi et konservem var. ama kolay acilir degil acacak lazim, cikardim cakimi "bir kamayla daglarda" konseptine uygun bicimde cakiyla isi hallettim:


evet caki ucuyla konserve acabilecek kadar "sert" biriydim ama icindeki yiyebilecek kadar degil! vatan sag olsun! paketleyip cadirin uzagina biraktim. ilk defa bu kadar ruzgarli bir yerde geceliyorum cadir ucacak gibi kaziklari caktim. hayirlisi olsun!

20 Haziran 2011 Pazartesi

GE - 5 Tiflis

En son Azeri coban ve kopeginde galmistik, aybalam. Ordan Tiflise devam ettim. Radyo istasyonunu tepede gormek, eski bir arkadasla yeniden karsilasmak gibiydi. UStelik ona bakarak kaybolma ihtimalimi de pek yogudu. gelgelelim oyle olmadi :) varoslarin ortasindayim. dolmus soforu'nun tarifiyle merkezde nehre yakin bir parka oturuyorum. ne yapsam ki? Tifliste kalmak, Kazbegi? bu arada ben motoru park ederken en yakindaki -benim de oturmayi dusundugum- banklara afriakdaki ingiliz kolonistlere benzer bir adam yerlesiyor. uzaktan krem rengi sile bezi gomlek ve pantolon ayni renk sapka ve sandaletler, esmer. ben de gibip yanindaki banka oturunca suratinda bir "ben bu isi biliyorum" ifadesi beliriyor. yakindansa bagimliya benziyor. yanima gelip motor muhabbetine basliyor. onun da varmis iyi motormus vs.motorcu kardesligi vesilesiyle bana yardimci olmak istedigini belirtip, kalacak yer gibi bi seyler ayarlamak istedigini soyluyor, ben de telefonunu ver ben seni ararim deyorum, gitti. motoru bakim yapmak ve sakin internet icin ucuz bi konuk evi rahat ve uygun olacak, bir iki tanesine baktim ama ucuza getirmek ve milleti uykudan etmemek icin bahcesi olmali cadir icin ve calisma ortami. dodogil'inki uygun ama ucuz degil. sonunda onun kapisina vardim. cetin pazarliklar oldu, ben horluyorum odalar uygun olmaz deyince "sen ne zeki seysin ozel oda isteme seklin pek kibar"a getiriyor. dunya kotu baco insanlarda iyi niyet kalmamis. sonun da oda icin fiyatta ankastik ama ben cadir da israr edince samimi oldugumu anladi galiba, beni daha ucuz bir yere goturdu. avlusu var ama daha bir "public" icerdekilere horluyorum ona gore dedim :) nasil olsa bir gece kalacagim. zaten yer arayacak halim de kalmadi.

yer ararken hopali musluman bir gurcu amcaynan karsilastim. nasihatlar veriyor aman tikatli ol vb. o sirada yanimiza korkutuk bir sarhos geldi. ben zanettim ki arkadaslar. adam anlamiyorum desem de surekli konusmaya devam ediyor, holpali markete dondu ben rehberi karistiriyorum. adam hala konusuyor. bi seyler istiyor, cebinden cakisini cikardi. ben istifimi bozmuyorum, rehbere kurcalamaya devam. hala isteklerine sallanmaya devam ediyor. -gelgelim zararli bir tipe de benzemiyor -acaba bu izlenim dogru mu? sonunda cakiyi acip sol karnima dokandirarak konusmaya devam ediyor. aha dedim acitir ama oldurmez. :P ben hala rehbere bakiyorum. sonunda sallanip sallanip geriye devrildi :) neyse ki ustume yuvarlanmadi! cevreden durumu fark edden bir iki kisi gelip sarhos zararsiz "gaspci"nin koluna girip goturuyor.

yataga yattim insallah horlamam, bura odalara fazlaca yatak konmus ufak bir yer zaten, uyuyorum.

sabah milette pek uyuyamamis hali yok guzel :) sakin ve guzel ortam cafeye verecegim parayi buraya vererek, cok daha akillica bir is yapabilirim. ayrica oldukca da ilginc insanlarla tanisacakmisim. gezen insanlar cogunlukla daha once de bahsettigim gibi ister hobi iser tir soforu gibi mesleki sebeplerle olsun cokca "cicek ozu" toplamis kisiler olabiliyor ve bu karsilasmalar inanilmaz keyifli hale gelebiliyor. toplamda kaldigim 3-4 gun icin de burasi da bir "babylon"a donustu. 60 yasinda hayatini gezerek geciren ingilizden, bask'li dosta, huzunlu sarki "hebrew cowboy"a ve tabi "tan-dun"a :). 3 gunu duzenleme kalan iki gunde tasak kebabina ayrildi. Bir aksam yemegi iste boyle zor kosullarda yasiyoruz ohuhehuhe:




ve icimde yeniden kasinti basladi, ister ben ister bir baski olsun motoru yola hazirlamak sevinc ve heyecan dolu. hele bir de kazbegini gorelim, bakarsin gezegenler dogru siradadir da rassia'ya da geceris. Once Mskhetaya ugruyorum, zaten yol ustu GE'de en cok sevdigim sehir.

yoldan:







Gecen gelisimde fotosunu cektigim tiyatronun onundeyim tekrar:




Gurculerin dagitmakta pek bonkor davrandigi turistik tabelalardan giriyorum ama bi nane yok geri donup asil yola devam. ama buradan bir "plastik gokyuzu":





Gurcistan Askeri Otoyolu sovyet zamani GE'yi Sovyetlere baglayan ana yol. Bir rezervuar yakini dogrudan anlatimli anlasilabilir sovyet sanatinin bir baska ornegi. elektrik uretim dagitim ve bundaki insana gonderme yapiyor:


kafkasyaya yaklastigimin emareleri basliyor:


bunlari satan teyzede abartisiz pala biyik vardi iste diyorum delikanli kafkas kadini.

buralar mestiadan gozel bencek:


Jvari pass'e yaklasiyorum:


uzaktan kale gibi bir sey goruyorum vay anasina dagin basina ne yapmislar ki acep?


buna ne desem bilmiyorum. bir seramik aniti ve Sovyetler biliginin gurcustandakiler de dahil farkli halklari ve bunlarin calisma ve "senlik"leri ifade ediliyor. burdan bir detay:


burada biraz uzun kaldim. GE'deki seramiklerin "zirvesiydi".

pass'i geciyorum, GE'nin en korkulu tunelleri bu yorede:




ve pembe "pamukkalesi":


bir sonraki bolumde Kazbegine variyoruz...

4 Haziran 2011 Cumartesi

GE - 4 Yukari Svaneti 3 ve Dahasi

Evet 10 Mayistan bu gune yani 6 Hazirana kadar biriken materyali isledim :)

Oldukca guzel bahcesi olan konuk evi ayni zamanda Mestian'nin en uygun fiyatlisiydi, videoda icinin de cok sirin oldugunu gorebilirsiniz. Ev sahibi de mukemmel birisiydi. Ilk sabah bana yanlislikla kahvalti hazirlamis, ben yemeksiz kaliyorum yanlislik olmus deyince olsun hazirladim ye bu da benden dedi :) Gidecek olan herkese siddetle tavsiye ederim tek dez avantaji merkeze 2 dk yurume mesafesinde olmasi o da problem degil cunku sadece bakkallar vs var. Ben gittigimde ev de tadilat vardi calisan uc kisi de degisik ve eglenceliydiler, 80'lerin pop muzikleri falan dinleniyordu is sirasinda :) icten el sikismalarla ayrildik onlarla da...

Mestia'da uc gece kaldim. Gunler etrafta dolanmak ve dinlenmekle gecti. Kasabayi iki ayiran nehirden:


Usguli'ye dogru yola ciktigim sabah bolca kaybolmayla birlikte bir de arka lastik patladi, halbusu ne guzel yardiriyordum. motoru golgelik bir yere itmeyi denedim. olmuyor, calistirip yaninda yuruyerek goturdum. bu ilk arka teker sokme isi cok komik ve kulfetli oldu yaptigim cambazliklar cesitliydi, herhalde bir yarim gun surdu:) is lastik yarilmis yenisi taktim. aksam ustu Usguli yoluna duzuldum.


Yol zaman zaman 40'larin savas zamani Alp'lerinde oldugum hissi uyandiriyor, barut ve peynir kokusu :P


Malum Svaneti eskiya bolgesi, benimde ormanin icinde yolum kesiliyor ama soygun degil icki ikrami icin :) oduncular tarafindan.

Yolun motor icin uygun olmadigini ve Kamaz'ya yuklemeyi teklif ediyorlar. Tesekkur edip devam ediyorum.

Atlar genelde sakin fakat mesafeli hayvanlar, bu sefer pek urkek iki tanesine rast geliyorum. Yol ince ve uzun saga sola gidemedikleri icin onlar onde ben arkada yavas yavas gidiyoruz. Biraz dilleri disari sarkti, galiba yukseklikten sonunda kenara kacilacak bir yer buluyorlar. Onlari arkamda birakip tirmanmaya devam ediyorum. ve bu tirmanista bir yarikta motor zamk diye benimle beraber yere yapisiyor. Aynamin varligi Ushguli varligina armagan olsun! neyse sonunda Ushguliye variyorum: (video'da daha fazlasi var)



Aciksasi pek bahsedildigi gibi etkileyici bulmadim, ayrica motoru kaldirdiktan sonra basim biraz agrimaya basladi, yukseklik bu esigi dusuruyor. kalsam mi donsem mi dusunurken koyun icine girip fiyatlari soruyorum. kamp 10 lari, kucuk bir yamyamin da fotografini cekiyorum :) Zagarinin acik oldugunu bilsem kalirdim belki yada biraz daha asagida uyur ve gunduz denerdim. Vazgecip geri donuyorum. gun batiyor:


Bu sefer biraz acele ederek suruyorum, geceye kalmamak icin. Yolda domuzlara rastliyorum, bunlar yari evcil evcillerden olsan bir topluluk -renklerinden anlasiliyor- acikcasi yuruyusleri oldukca komik, sevimli hayvanlar -resimleri videoda-. Yolda tekrar ormancilarla karsilasiyorum, kamazi yukluyorlar ve yolu tikamislar hay bin kunduz. Bir de onlari bekliyorum, bu arada kamyonla beni yukari cikartmayi teklif eden laz arkadas geliyor onun da minsk'i varmis zugdidi'de bi oturabilir miyim diyorum olur, oturuyor sonra bi calistirirmisin eh calistiriyorum, e sonra bi tur atiyim diyor -birlikte uyuyabilir miyiz sonra parmagimi gobek deligine sokabilir miyim diye devam eden bir fikra vardi is iyice ona dondu- yoh olmaz diyorum. Neyse sohbet muhabbet sonunda gecebilecegim kadar yer aciliyor ve devam. Biraz karanliga kaldim neyse sonunda bir koye vardim bu arada bas agrim gecti, polis istasyonun yaninda kamp yapiyorum -bu uygun kamp yeri aramaktan cok daha kolay ve cabuk oluyor-.

Ertesi sabah hava acik ve gunesli :) direk mestiaya donmeyip ara yollara daliyorum, yukari svaneti yolculugunu daha anlamli kilan sahnelerle mutlu mes'ud oluyorum:


Heidi ve dedesi bir yerler cikacak gibi :)



Sevimli "alpin buzagilari" otlar itelesirken:




Bu eski kilisenin can kulesi "insan gonullu" olmaksizin yuzyillardir daglarda dogan ve batan gunese ve gecen zamana taniklik ediyor.


Asagi ve Yukari Svanetiyi ayiran sira daglar.

Hoplaya ziplaya atlarla birlikte Yukari Svanetiden ayriliyorum. Bir gece gori'de konaklayip Ahalsikhe'ye geciyorum. Burasi gecen sene yaptigim yolculugun Gurcistandaki ilk duragiydi. Burada Ermeni bir hayat kadiniyla tanistim, daha oncede motorun yaninda eski bir jawaciyla sohbet etmistim. Oteki gibi insani yormayan iyi bakislari olan birisiydi, cocuklarina ve annesine bakiyormus. Sovyet sonrasi hayat kadinlari, ki toplam 3 tanesi ile sohbet ettim. Gayet duygusal ve dogal geldiler bana. Hani insan "felegin cemberinden" gecmis birilerini bekleyebilir. Ama bana oyle geldiler ki "namuslu" bir kizdan cok daha gercek bir namusa da sahiplermis gibi.

Sabah TR'ye gectim, yemek yedim valla doguyu da yemeklerini de seviyorum. Ustelik ucuz sayilir. Ayni gun icinde tekrar GE'deyim Iranli bir iki arkadasa yol tarif ettim, yabanci bir ulkede yol tarif etmek onur verici :)

Rehber takip etmekten sikildim, zaten bir uluslararasi turist trafigi var ve her halde cogu rehberi takip ediyor ve gezme isi lede rehber bir sonraki check pointe gibip puan toplamaya donusuyor, packman oyunu bip bip bip bip sonunda elmayi ye 5 puan :) o yuzden bu sefer kafama gore hangi yol guzelse ordan gidiyorum, istikamet guney GE'nin Ermeni bolgeleri onlari biraz daha yakindan tanimak istiyorum. Yol ve manzara da super.

Ana yoldan cikip yukarilara dogru sardiriyorum, burda on tekerin yerden kesilmesinden mutevellit bir iki "serit" degistirip stop ettiriyorum yokus ortasinda. Assagi in motoru sogut -burda biraz kizisti- yol tayini yap ve gazla :)


"doga guzeli ortaya yaratmak icin zorlanmaz oysa insan caba sarfetmelidir"

Guney Ge daglarindan bir post-apokaliptik sahne




Dag aslani :p cava gun batiminin renkleriyle yikanirken :)

buralarda kamp atiyorum, "wild camping"in guzel tarafi sabah yataktan cikmak icin acele etmenize gerek olmamasi -en azindan gunes pisirmeye baslayincaya kadar-


Cevreden bir "doga pornosu":


Porno sadece cinsi munasebet icerikli olmak zorunda degildir. Aslinda bu en "namuslu"sudur cunku kendisi baska bir sey olarak pazarlamaya calismaz. Oysa bu kavram cok daha genis bir icerik barindirir. Mesela TR'de bir zamanlar insanlarin "mal bulmus magribi" gibi okudugu "Nice agladiginda" diye bir kitap vardi. Ben de birisinin tavsiyesiyle bu eseri gecen sene okuma iradesi buldum. Ben cok Nice okumus birisi degilim, bir kitabinin bir kismini bir de bes dakkada besiktas 100 maddede Nice gibisine bir ozet derleme okumuslugum var. Fakat adi gecen kitaba gore Nice "guc duskunu" birisi ve yazarimiz onun kitabin basliginda "aglatarak" danayi gozunden vurmus oluyor, iste bu pornonun onde gideni ve en ahlaksizidir. Cunku maske takar! Maskesinin guzelligi de porno acligindaki "enteljansiyanin" istahini kabartir. Tabi yazar bununla kalmaz bir de Nice'yi -bir filozof olarak- psikolojinin kucagina oturtarak ikici bir kus da varmus olur. Amerikan sinemasi genel de masturbasyon ustune kuruludur. Bunun guncel TR taklidi Kurtlar Vadisi Iraktir. Ve tabi soguk savas zamani cekilen "battal gazi- markus antonyusa karsi" gibi seyler. Yani Amarikalilar "Bunu hep yapar"... TR'de "kucuk amerika" Boylece bu nice agladiginda kitabinin da "yersiz" bir cozumlemesini yapmis oluyoruz: Masturbatif Porno. :) Tabi bu kitabin onemli bir kismi olmasiyla birlikte tamami da degil :)


"Estergon kalesinden" duz devam ediyorum.


Bu yol beni Varnidza yada ona benzer bir yere cikardi, Ortadaki rihtima uzay gemileri yanasiyor:


Tam karsisindaki tepeye tirmanasim geldi ama hava sicak yol hizlanmaya hic ama hic musait degil. biraz tirmanip yemek molasi verdim. Bu tirmanamadan vazgeciyorum ama yukarda ilginc bir yapi vardi :(


Buranin daha sonra kralice Tamara'nin hapsedildigi zindan oldugunu ogreniyorum.

Yemek molasinda basarisiz bir makro cekim denemesi, bu ciceklerden nektar icen sivri sinek benzeri ucucular var onu cekeceedim ama sonuc bu, yavas ve ayar isteyen bir makinam var.

Yolun ahalkalakiye cikmasini umud ederek devam ediyorum, yolda GE' de en saglam bas selamini bir papazdan aliyorum, GE papazlarinin gorunumunu "cool" olarak degerlendiriyorum. Devam edince "yukari varnidza" tabelasini goruyorum burasi nasil mis deyip donuyorum. sonunda bir kilise evler kompleksine vardim, halktan burasinin "virgin sister"larin Manastri oldugu kanisina variyorum.


Turustuk bir yer mi degil mi pek anlayamadim. neyse geri donuyorum.

Sonunda Akhalkalaki'ye cikmasini umdugum yol bir koyde sonlandi. Vizoru acip "Akhalkalaki" diyorum adam turkce "nereye gidiyordun diyor" oha :) tabi memnun oldum. Istanbulda kur'an kurusuna gitmis koy musluman gurculerin buralarda baska musluman koy var mi diyorum, batuma kadar eskiden oyleymis diyor. Bir fotolarini cekip ayriliyorum. tarif uzerine tekrar ana yola ciktim ve su basinda mola verdim bir amca geldi biraz sohbet sigara ikrami. Giderken bi suru iyi dilek ucurup istavroz cikariyor, ben de eslik ediyorum, TR'den geldigimi bildiginden cok hosuna gidiyor :) -acaba dinden cikmis miyimdir? eheh yok bu mantiksal olarak mumkun degil- bir baska su basi molasinda baska Ermenilerle karsilasiyorum gardas gardas diyorlar :) bir de Acarada diyorlardi bunu. Ahalkalaki'ye kadar beraber gidip bana yol veriyorlar. Kasaba merkezinde arka teker gene cortladi. lastikciyi bulup duruyorum pompayla sisirmekten gina geldi, siboptan olabilecegini varsayip cek mali yarik lastigimdeki sibopla ustundekini degistirdim bu arada bunu karsta tamir ettirmek istemistim ama olmaz demislerdi. hava bastim, Ermenilerde ayni turkler gibi renga renk -su ana kadar- ama burdakiler Turk deyince basta biraz bozuldular ama sonra iyi anlastik. Gayet icten ugurladilar beni. ilerde tekra durup, yasli bir amca ve genc arkadasiyla tarzanca sohbet, yasli amca durdu durdu sonunda "ararat bizim'i patlatti :) oburu bunu duyunca biraz utandi -bu arada ikisi de cok yardimci ve iyi niyetliydiler sakin yanlis anlasilmasin- tabi amca al benim olsa hemen verim :P ehehe boyle demedim ama. Zamaninda GE'nin bir kismi Osmanliymis, TR'nin bir kismi Ermanistan, bir zaman da TR'nin bir kismi Gurcistanmis simdi bu "millet"ker farkli dillere ve dinlere sahipler ama alttaki "hardware" ciddi bicimde ortak -genel olarak- gibi en azindan "fenotip" olarak. yani bunun tarzancasini ifade etmeye calistim. yalniz Gori ve tiflisliler farklilar muhtemelen Ruslar daha cok zamaninda buralara yerlesmis. Kuzeyde tanistigim ermeni tipi Akhalkalakiden asagi indikce degisti, burdakiler bildiin "turk" tipli, giyimleri de gurculerden falan cok farkli. Ah bide Akhalkalaki cikisinde teker dumduz oldu, sibop sorunun yalniz degilmis. ama artik daha profesyonelim:


odunum ve ben...

polis gelip benim yarik sambiryeli alip yaptirip geldi ben icindeki yamarken :) butun replerim GE polisine.

Tekeri toplayip yollandim hava iyice sogudu nedense. neyse karanlik bastirinca gene karakol'a denk geliyorum kamp yeri soruyorum, bahceyi kullanabilecegimi soyluyorlar.

Ertesi sabah devam ediyorum, gol kenari bir yer ayrica manastir var keske gece buraya denk gelsiydim diyorum papaz yasamini merak ettigimden.


Burada biraz vakit harcadim cayirda dolandim.

Gene koylerin icinden geciyorum. Kuzeydekiler yasamiyla buradakilerin alakasi yok ev bicimi bahceler yerlesim tamamiyla denisik. Gorunusleri de dedigim gibi. Bir hayvan "kervaniyla" karsilasiyorum koylerden sonra, devasa bir suruyle karsialstim, atli cobanlar, kopekler katirlar, keci koyun inek ne ararsan var.

bu resimde sadece ufak bir kismi gorunuyor:


"kurtlarla dans" spesifikasyonunda bir coban kopegi:


cobanlardan biri beni asagi cagirdi. indim megerse azeriylermis yaylaya gidiyorlar, telefona ihtiyaci varmis benimkine karsilik koyun teklif etti :) motor degil de atim olsa surume bir de koyun ekleyebilirdim ama yoktu ne yazik ki...

Bu yol beni tiflise cikardi ve su an bu yazilari burada yazmaktayim.

uc gunluk blog yazma maratonum da simdilik tamamlanmis oluyor.

ve bolum sonu olarak bir muzikli resim derlemesi: