3 Haziran 2011 Cuma

GE - 1 Qartuli Muzika

Az bir kosturmacayla TR-GE sinirini gecmistim, evet motorda benzin az cepte cepte gurcu parasi yok. Turkce-Rusca-Ingilizceden olusan tarzancamla doviz burosu falan soruyorum birileri bir seyler tarif ediyor no poroblem -sorun yok-. Batuma gidip benzin para isini hallettim bunlari yaparken bana pis pis bakan biriyle rastlasiyorum. Nedense bununla da tarzanca konusuyorum ve eleman turkce duyunca bir acayip guleryuzlu birisine donsuyor -beni ingiliz zannetmis- D bey. Beraber takilalim teklifini aksam hala batumda olursam degerlendirecegimi soyleyip sehri turaliyorum.


mahallenin birisi, Batumda fotograflayacak cok sey olmasina ragmen ben henuz "balik" durum devam ettiginden merkezden tek foto var. Batum ilginc bir yer sehir ici yollari bukadar delik desik, korkunc bakimsiz bir yandan da luks tarafi olan baska bir yer daha gormedim. Ayrica daha onceki gelisimde de Batumu pek sevdigimi soyleyemem. Neyse aksam olunca D'yi aradim nasilsa olsa baska planim yok. Onunla gezip tozuyoruz. Biraz tirtikliyor beni. Ama onunla komik sayilabilecek ve yuzyuze anlatabilecegim macaralarimiz oldu diyebilirim. D TR'de de sikca rastlayabilecegimiz, hafif milliyetci, namus duskunu, zengin ve guclu olmayi hayal eden hirsli bir arkadasti. Avrupali turistlere gicik olmasinin altinda da muhtemelen bunlar vardir. Neyse Batumdan batiya dogru gidiyorum burada bir benzinlikte Ilo'yla tanistik illa aksam misafirim oldu dedi. Misafirlik yerel yemekleri ve yasam tariziyla temas etmek acisindan iyi bir imkan oldugundan kabul ettim. Ilo onde ben arkada oyle karanlik yollardan falan gidiyoruz. Cok issiz ve karanlik aha diyorum bu sefer boku yedik. Neyse cok ter dokerek acayip stabilize yolardan sonunda Ilo'gilin evine vardik. Iki katli bahceli yuksek tavanli guzel bir ev kendileri yapmislar. Salonda daha sonra da sikca gorecegim odun firinlardan birisi var. Hem isinma hem ekmek-yemek pisirme maksatli. Zengin bir sofra var etli bir ana yemek bunun yaninda buyuk bir-iki kasenin icinde koy tavuguyla yapilmis sulu yemekler, peynir salata, ve Gurcu sogralarinin olmazsa olmazi sarap. Sohbet ve yemekten sonra istirahata cekildik. Zaten yemek buarada saatlerce suruyor cunku kahdehlerin bos durmasina izin yok ve her doldurusata iyi dilekler havada ucusuyor, her kadeh kaldiris bu nedenle ufak bir konusma iceriyor. Bana gosterilen odaya esyalarimi birakmistim, odada tek buyuk bir yatak var. megerse burasi Ilo'nun odasi ve yatagiymis, yani beraber yatiyoruz eheh aha diyorum buraya kadarmis. -yazar burada ilo'nun espri yetenegine siginiyor- neyse guzel bir uykudan sonra sabah uyandik. Ilo'nun babasi veranda da sigara iciyor:


ve ben sabah mahmurlugu icinde:


Kahvaltidan sonra Ilo'yla cevreyi gezmeye ciktik.


Sovyet zamaninda yapilmis koy tiyatrosundan kesit. "Koy Tiyatrosu" kulaga tuaf geliyor degil mi? Anadolnun sehir devletrinden hatirlayabilecegimiz bir sey ufak yerlesimlerde tiyatronun ihmal edilmemis olmasi. Gurcista'nin sovyet sonrasi Ruslarla yasadiklari sorunlar dolayisiyla bu donemden kalma mimari eserlerin terk edilmisligi ve o donemki birlikteligin duygusal reddi soz konusu. Bundan dolayi harika seramiklarle suslu binalar harap haldeler. Genelde islenen tema calisan ureten "uzaya giden" :) mutlu toplum. Bu bana su sozu hatirlatiyor "Uluslar maddi cikarlari asan onun otesine gecen fikirleri gerceklestirdikleri olcude yukselirler" dolayisiyla boyle bir idealin hayat verdigi ve oncesiz olmayan acik-berrak bir ideal ustune kurulmus toplumsal yapilarin ve fikrin hayat verdigi mimariyle karsilasmak, artik yeryuzunden silinmeye yuztutmus eski ve gizemli bir medeniyetin izlerini surdugum hissini uyandiriyor.

Biraz daha dolanip Ilogilin evine donduk. Bahcedeyim:


Icimde acayip bir yurume istegi var fakat ilo arabayi tercih ediyor.

Motorla batuma gidiyoruz. Ufak tefek isler derken donmek icin motora bindik fakat gitmiyor. Duzlukte ite kaka ancak yokus cikmasi imkansiz. Bir benzinlige cekiyorum benzinden olabilecegini dusunup benzini bidona bosalttim, kabaca bir atesleme ayarina bakiyorum -o gune kadar hic ayarlamisligimda yok- sadece teorik bilgi. Neyse burda bisuru tip tebelles oluyor, o arada iloyu bujiyle buji anahtari almaya yolladim. Jawam var ama buji anahtarim yok! ilo ahatar ve iki lada bujisiyle dondu sag olmus. bu arada tebelleslerden birisi bujiyi falan takip sikiyor. abanma diyorum arkadasa daha sonra bunun sol silindir kapagina dis kaptirdigini fark edecegim. ustune bi de iki bardak bira parasi istiyor. eh olur diyorum -bir litre bira iki lari- 10 lari istiyor denyo -liri ile lari assagi yukari ayni degerde- veriyorum iki lari hadi yallah. Ilk gelisimde Gurculerle izlenimim cok farkliydi. Motosikletli olmak zenginlik alameti olarak anlasiliyor. Ve bol bol tirtiklamaya calisiyorlar -cogu- ayrica motosilet yok memlekette her goren "alman mi" diyor. cok az sayida bilense ruski diyor -sovyetya-. Bu sekilde baslayan ariza surecinde bir de sag silindirden bir ses gelmeye basliyor. Moralim bozuk TR'de neredeyse hic sorun cikarmayan motor GE'de cortladi sankim.

Iloyu evine yakin bir yere biraktim. Ben de kasabada ucuz bir otelimsiye yerlestim -sudan cikmis baliklik devam ediyor- bir arizalar cikti :) kaldigim yer GE standartlarinda cok ucuzdu ustune de ucretsiz ev sarabi cikolota ve kahve ikrami vardi. oldukca memnun kaldim. Benzini degistirdim ama sorun tekrar nuksedecek gibi gorunuyor. Yolculugun TR kisminda devre gore sinyallerin calisma frekansi degisiyordu. Yabanci forumlarda konuyu soruyorum. Ve ateslemeyle sinyallerdeki sorunun konjektorden kaynaklanabilecegini ogreniyorum -halbuki daha basit yerde aramak lazimmis-
konjektoru degistirdim fakat sinyallerin durumu ayni bunlarin "beyni" flasor denen ufak bir alet, ve boyle basit bir sey eski arabalarda bulunacagindan yanima almamistim. sonuc 5 liralik flasore 20 lari vermekle sonuclaniyor, ustunde audi amblemi falan var abi bunun lada versiyonu yok mu? sinyaller duzeldi demek ki en once dusunulmesi gereken pek bulasmak istemedigim olasilik kaliyor ki atesleme ayari bildigim tarif uzerine uc kat sigara kagidiyla ayarlama olmuyor cok komik oldu motorun sesi, 5 kat yapiyorum. tabi gerekli alet olsa yapmasi kolay fakat bulamadim o zimbirtidan. 5 kat oldu gibi emin olmak icin TR'ile irtibat kurudum -ustam super bir insan- daha saglam bir yontemle tekrar yapiyorum, 5 kat da assa yukari dogru olmus imis. tabi benzinin oktanina gore bu ayar degisiyor ve TR deki benzinin kalitesiyle GE'dekinin alakasi yok. sag silindirdeki sesi de batumdan hopa'ya gecip emekli olmus degerli bir ustaya dinletiyorum, yagini biraz fazla koy problem yok, bu ses olur bunlarda diyor. -jawa olmasydi gelip bakmazdim da diyor- bir kurus para da almadi sag olsun. kendisi de motorcu eski bir boksor bmw'si var, ayrica gezgin bir ruha da sahip kendisiyle tanistigima cok memnun oldum. Bu geziye cikmadan evvel soranlara amaclardan birisinin de "doganin sonsuz olasilik uretme yeteneginin kucaklanmasi- oldugunu soylemistim. Insan icin en kaygi uyandiran olay bir sonraki anin mukemmel belirsizligidir -acikca yada zimnen-. Ki bu cogu zaman bir taraftan da goz ardi edilir, aslinda yuzbinlerce yildir gunes dogmus olmasina ragmen yarin da dogacaginin hic bir garantisi yoktur. ama insan dun dogmustu ondan onceki gunde ve diger gunler de o halde yarinda dogacaktir seklinde bir tume varmayla kendisini teskin eder yada, yada dogmayabilecegi tarafina meylederek kendisini kayginin kollarina teslim edebilir. dolayisiyla bir sonraki anin "mukemmel" belirsizligiyle kucaklasabilir -eger mumkunse- ikisinin yani teskin etmekle teslim olmak otesinde bir yere erisebilirsek, hem iki duvar arasinda gecen insan yazgisindan ozgurlesmis hem de o sonsuzlugun kaynagini aldigi kibele ile kronos'un "askini" da onurlandirmis olabilecegiz.

TR'den biraz alisveris yaptim yiyyecek hammadderi TR'ye gore pahali, hersey de yok zaten zeytin yagi aldim :) orda yok. Ayni gun icinde tekrar GE'deyim, Batum Sarp dolmusu isletiyorum :)

Gurcistan'in bazi bolgelerini gecen seneki ziyarette gezmistim ve sefer biraz daha farkli yerlerini gormeye calisacagim. Bu nedenle hedef Svaneti, GE farkli bolgeleri olan ve bu bolgelerde farkli halklarin yasadigi bir memleket, Acara'da Acarlar Samegrelo da Lazlar Svaneti'de de Svanlar yasiyor -cogunlukla- ornegin. Svanetiden dagbasi olmasindan mutevellit, Sovyet zamanin da bile fazla dis etkiye maruz kalmamis bir izole cografya ve kultur olarak bahsediliyor. Yakin zamana kadar eskiyalarin bulundugu, halkinin kendine ozgu ve asabi karakteriyle meshur bir bolge. Acikcasi bu ozellikleriyle de TR'ye benzediginden ozellikle merak ediyorum.

Bu arada Svanetiye gitmezden evvel bir ulusal parka tirmanma maceram var ki buranin yerlisi uc arkadas tarafindan cok guzel agirlanmisligim ve koy hayatinin tadina bakma firsati bulmuslugum var ki kendilerine cok tesekkur ediyorum. Ozellikle Acarlar ve Ermeniler (bunu da daha sonra gorecegiz) turklere karsi cok sicaklar.

Donelim Svaneti yoluna, bu bolge Yukari ve asagi olarak ikiye ayrilmis. Haritalarda gosterilen yol kuzeyden "baskent" Mestia'yta gitmek, ama asagi Svanetinin "baskenti" Lentekhi'den de kuzeye gecmenin bir yolu oldugunu -Zagari gecidi uzerinden- ogreniyorum. Hedef Kutaisi Tsalkubuto lentheki ordan da Mestia. Bu yolda Tir soforleriyle sohbet etme imkani buluyorum, gezmek gercekten de insanin ufkunu genisleten daha acik ve genis fikirlilige davet eden "bilgece" bir is onlarda bunu gorebiliyorum.

Kutaisi'de tekrar genis-guzel parklarin bir sehirin halki tarafindan nasil guzel bir yasam alani olarak degerlendirilebilindigine tanik olmak keyifli her tarafindan su fiskirmadan da golge agaclilari ve heykelleriyle her kusaktan insan icin gunun bir kisminin ayrildigi yerler parklar GE'de. Belkide bu yuzden -bu park kulturu yoksunlugu- GE avrupa TR Asya ulkesi sayiliyordur :)

Mersin muttaki kasap gibi buradaki de at eti iteliyor. ben kek gibi almisim. At eti almak konusunda istikrarliyim da yenmiyor arkadas.

Gaumarciyoz!!! (serefe), emekli profesor buyukbabay'la ev sarabi icip tarzanca sohbet ediyoruz. Gurcistan'in yaslilari cok kral insanlar.

Sabah ayrildim Kutaisiden, ilk durak Tsalkubuto, burasi cok ilginc bir yerlesim, cok guzel yapilandirilmis sovyet zamani, agacliklar, binalar hepsi cok ozenli tabi simdi harabe.


GE kolaylikla fark edilecek sovyet sonrasi sendromlardan bir tanesi, "toplu konut gece konduculugu" bunun orneklerini her sehirde gorebiliyorsunuz. En uc ornekleri de gece konduya donusmus gorkemli oteller ve bunun en dramatik orneklerini bu yerlesimde gordum, resmini cekmeyi cok istedim, insanlar vardi ve rencide olabileceklerini hissettigimden cekemedim. Daha sonra baska bir sehirde zamaninda ozenilerek ve baska duygulara eslik etmesi beklenerek yapilmis bu yapilarin simdi nasil bir izdiraba taniklik ettigini uzaktan da olsa gorebileceksiniz.

Yol yavas yavas meydan okumaya basladi, iri taslardan yapilmis stabilizeyi uzunca bir sure kamyon tozu soluyarak bitirdim, yol zaman zaman guzel zaman iri delikli, camur yada stabilize. Sonunda aksama dogru Lentekhi'ye variyorum:


Svaneti'nin meshur ozelliklerinden birisi de fotografta gorunen kuleler, zamaninda bir saldiri durumunda ortasi erzak yigili bu kulelere icerden merdivenle cikilir merdiven yukari cekilir ve saldirinin gecmesi beklenirmis. Polis ve yerli bir amcayla tarzancamla sohbet ediyor ve gecidin durumunu soruyorum 4 km bir metre kar var diyorlar. Geceyi Lentekhide cadirda gecirdim. Burasi turistik olamayan guzel bir kasaba, insanlari karsiliksiz sicak kanli, daha sonra yukari Svaneti de turistik Svanlari gorecegiz. Bu arada GE polisi cok yardim sever. Gecidin karla kapli olmasi canimi sikiyor. Sonra sabah denemeye karar veriyorum :)

Gece yagmurlu gecti. Sabah da devam ediyor. Lentekhi'den ayrilip kuzeye cikinca yol balcikli goletli bir hal aldi burasi boyleyse devami nasildir? Gorusumun biraz daha acilmasi icin devam ediyorum. karsidan gelen 4 ceker duruyor, tarzancamdan turk oldugumu anliyor birisi, turkce konusuyoruz, tek misin diyor evet diyorum, yuzleri eksiyor. bu soruyu daha sonra da cok duydum odin? evet odin. Yengec surusune devam, sonunda artik yol nehir tarafindan kesiliyor tasmis, sagim ucurum, solum nehir geri donuyorum. bu arada asagi Svanetinin geleneksel kiyafetleri ve basliklari, karadeniz'i animsatiyor, renk ve bicim olarak. Boyle geleneksel kiyafetleri de yukarida goremeyecegiz ordakiler esofman giyiyorlar :)

Lentekhi'yi gecip decam ediyorum, GE'nin kirsal kesiminde kendi basina buyruk vahsi at suruleri var onlardan bir kare:


Atlar zaten guzel hayvanlar bir de boyle egersiz ve baslarina buyruk oldular mi daha da guzellesiyorlar.

Asagi Svaneti yolundan bir panaroma:



Onumuzdeki bolum de Yukari Svaneti yollarinda olacagiz...